IKBY Seçimleri ve Türkiye’ye Etkisi
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yapılması gereken parlamento seçimleri, 2018 yılından sonra 20 Ekim 2024’te gerçekleştirildi. Ancak, seçimlerin iki yıl gecikmesi, siyasi ve ekonomik dinamiklerin etkisiyle ciddi tartışmalara yol açtı. Öncelikle, IKBY’de hükûmet kurma süreçleri Irak’taki federal siyasi yapıya bağlı olduğundan, 10 Ekim 2021’deki Irak erken genel seçimleri sonrasında hükûmet kurmada yaşanan krizler ve Bağdat-IKBY arasındaki süregelen anlaşmazlıklar, bölgesel seçimlerin gecikmesine katkı sağladı. Ayrıca, 21 Şubat 2024’te Irak Federal Yüksek Mahkemesi, IKBY’yi tek seçim bölgesi olmaktan çıkararak dört seçim bölgesine ayırdı ve IKBY parlamentosundaki 11 kişilik kota sayısını anayasaya aykırı buldu. Sandalye sayısı 111’den 100’e düşürülerek Türkmenler, Hristiyanlar ve Ermenilere sadece 5 sandalye tahsis edildi.
Seçim sonuçlarına göre hiçbir parti tek başına çoğunluğu elde edemedi. 39 sandalye kazanan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Talabani kanadını temsil eden ve 23 sandalye kazanan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) veya 15 sandalye elde eden Yeni Nesil Hareketi ile koalisyon kurmak zorunda. Bu durum, IKBY’deki iç siyasi dengeler kadar dış ilişkileri de etkilemektedir. Türkiye, IKBY’deki en güçlü aktörlerden biri olarak KDP ile yakın iş birliğini sürdürmektedir. Bu bağlamda, KDP’nin KYB’nin PKK’ya verdiği desteği azaltma yönündeki baskısı, Türkiye’nin güvenlik çıkarları ile örtüşmektedir. KDP’nin Türkiye ile ittifakı aynı zamanda Irak Türkmen Cephesi (ITC) ile ortak hareket etme imkânı sağlamaktadır. Bu durum, özellikle Kerkük Vilayet Meclisi’nin şekillendirilmesinde Türkiye’nin IKBY’deki nüfuzunu artırmaktadır.
Seçim kampanyalarına değinecek olursak, KYB’nin yeni ve genç lideri Celal Talabani’nin oğlu Bafel Talabani, seçimlerde eşi görülmemiş bir kampanya gerçekleştirdi. Kampanya sırasında yaptığı her mitingde mikrofonu ya zemine ya da kalabalığa fırlatması ile tanındı. Kendi listesinden aday olanlara ve Barzani ailesine yönelik sert eleştirileri bazı seçmenlerce ciddi destekle karşılanırken, daha bilinçli seçmenler tarafından eleştirildi. 2018 seçim sonuçlarına bakıldığında ise KYB’nin kendi tabanında büyük bir yükseliş göstermediği gözlemlenmektedir. KYB’nin İran’a daha yakın bir politika izlediği ve bu destekle Kerkük ile Süleymaniye merkezli bölgelerde konumunu güçlendirmeye çalıştığı görülmektedir. Ancak, seçim sonuçları KDP’yi birinci sıraya yerleştirdiğinden, İran’ın IKBY’deki dengeleri göz önünde bulundurarak KDP ile iş birliği arayışına girmesi olasıdır. İran destekli Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin KYB’ye verdiği destek nedeniyle Kerkük meselesinde KDP ve ITC saf dışı bırakılmıştı.
ITC, KDP ve bazı Araplar, Kerkük’te kurulan yerel yönetimin kendilerini dışlamasına karşı Federal Mahkeme’ye başvurarak yerel yönetimin feshi için girişimlerde bulunmuştu. Ancak, Irak’ta siyasetin mahkemelerden ziyade fiili durumlarla yapıldığı göz önüne alındığında, KYB’nin Hristiyan ve bazı Araplar ile birlikte Kerkük’teki yerel yönetimi kurmada başarılı olduğu ve bunun IKBY seçim sonuçlarını doğrudan etkilediği görülmektedir.
Türkiye açısından IKBY’de kurulan her koalisyon hükûmeti stratejik bir öneme sahiptir. Zira, IKBY’nin petrol gelirleri Türkiye üzerinden uluslararası pazara ulaşmakta ve bu Türkiye’nin enerji ile ekonomik çıkarları için büyük önem taşımaktadır. Türkiye, Kerkük petrollerine erişim sağlamak adına KDP’yi desteklemekte ve böylece IKBY’de KDP’nin hâkimiyetini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. KDP’nin PKK’ya karşı duruşu, Türkiye’nin sınır güvenliği ve iç politika hedefleri açısından güven verici bir seçenek olarak değerlendirilmektedir. Geçtiğimiz dönemde Türkiye’nin takındığı dengeli ve çözüm odaklı tavrın, bu sefer KDP’den yana şekillenmesi beklenmektedir.
Özetle, IKBY seçim sonuçları Türkiye’nin bölgedeki stratejik hedeflerini destekleyecek bir siyasi denge sunmakta ve Türkiye açısından sadece ekonomik çıkarlarla sınırlı kalmayıp, güvenlik stratejileri ve PKK tehdidini azaltma yönünden de önem arz etmektedir.
Reşat SALİHİ
1 Kasım 2024